HABERLER & KÖŞE YAZILARI

Doğu Akdeniz Bağlamında Yasemin Devrimi

Teknolojinin gelişmesi ile yerküremizde keşfedilmemiş maden,hidro-karbon yenilenebilir enerji kaynakları,tespit edilmeye başlanmıştır.
Toplam fayda hesabı ile maliyet ve piyasa fiyatları, tespit edilen maden ve enerji kaynaklarını çıkartılıp, piyasaya sunulabilir kılıyor ise konu ile ilgili çalışmalar başlar ve kaynaklar piyasaya arz edilir.

Doğu Akdeniz’deki enerji kaynakları 2000 li yılların başında uydu teknolojileri ve kızılötesi sistemler kullanılarak tespit edildi.Kaynakların rezervleri yeterli görülünce sıra coğrafyanın dizaynına geldi.
Yıllardır bu ülkelerde besleyip büyüttükleri, uyuyan hücreleri harekete geçirdiler.Kuzey Afrika (Fas-Tunus-Cezayir-Libya ve Mısır) ile Ortadoğuda (Lübnan-Ürdün-Suriye)
Akdenize kıyısı olan ülkeler bağlamında düşünüldüğünde, Uluslar arası sisteme boyun eğmiş lider ve ülkeler sözkonusu dizyana matuf operasyonlardan kurtuldular.Fas,Ürdün ve Cezayir gibi , onun dışında kalan kıyı ülkeleri tek tek operasyona maruz kalıp idareleri ve liderleri değiştirildi.

Tunus ta başlayan olaylar (Yasemin Devrimi) sırası ile diğer kıyı ülkelerinde devam etti.Libyada Kaddafi gitti,Mısırda Mursi gitti,Lübnanda iktidar değişti ve nihayetinde Suriye’de Esed’e operasyon çekilip iktidardan düşürülmeye çalışıldı ve ülkesi parçalandı.

Türkiye’de 15 temmuz darbe girişimini bu bağlamda değerlendirmek gerekiyor.
Uluslararası emperyalist sistem bu operasyonların büyük kısmında başarılı oldu,ama hesap edemedikleri ve hiç beklemedikleri karşı duruş ve hamle TÜRKİYE den geldi.
Ülkemizdeki girişimi bertaraf ettiğimiz gibi oyun kurucu olarak bizde kendi hinterlandımızdaki uyuyan hücrelerimizi harekete geçirdik.Libya ile deniz yetki anlaşması ve askeri varlığımızı bu bağlamda değerlendirmek gerek.
Suriye’deki ve de Iraktaki varlığımız terör yapılanmalarına engel oluyorken ve olacakken yeni uydu devlet yapılanmalarının da önüne set gerecek.
Emperyalizmin Uluslararası çapta kurduğu sömürü düzenine karşı ,Ülke olarak gücümüzün yettiği oranda mücadele etmek durumundayız, Katar ile olan askeri antlaşmalar,Somali,Sudan ve Sevakin adası antlaşmaları ile Afrikadaki varlığımızı bu şekilde değerlendirmek gerek.Balkanlardaki ve kafkaslardaki durumda bundan farklı değil.

Ülke olarak 2000 li yılların başından itibaren bugünkü Uluslar arası konjöktür için hazırlandığımızı yeni yeni anlıyoruz ve görüyoruz.Fakat hala görememiş ve de anlayamamış yada görmek ve de anlamak istemeyen ciddi bir kesim var,ülke bekaası diye dillendirdiğimiz bu durumu anlamamış olmaları yada anlamak istememeleri çok ciddi bir aymazlıktır yada 5.kol faaliyetinin ( Beşinci kol; fiilî müdahale ile ele geçirilemeyen bir kitleyi ya da devleti propaganda, casusluk, sabotaj ya da terör yoluyla manevî etkiye maruz bırakmak suretiyle müdahaleye uygun hale getirmek ya da fiilî savaş esnasında savaşı daha kolay kazanmak için yapılan her türlü manevî yıkıcı çalışmadır.

Bu terim propaganda çalışmalarından farklı olarak yapılan tüm casusluk, sabotaj ve istihbarat hareketleridir. Bu kelime ilk kez General Franco tarafından 1936-1939 İspanya İç Savaşı sırasında söylenmiştir. Generalin orduları Madrid’e dört koldan saldırdıkları sırada beşinci kol görevindeki Madrid içerisinde bulunan Generalin istihbarat yetkilileri şehirde bir ayaklanma çıkarmış ve Madrid’in düşmesine yardımcı olmuşlardır.)tezahüründen başka Bir şey değildir.

Sonuç olarak Doğu Akdenizdeki haklarımızdan vazgeçmeyeceğiz,bizim kararlı ve güçlü duruşumuz Kahirede oluşturulan Doğu Akdeniz hidro-karbon enerji gaz platformunun dağılması ile sonuçlandı.Hem Mısır,hem İsrail hemde diğer bölge dışı aktörler Türkiyesiz bir çözümün olmayacağına kanaat getirdiler


Sağlıcakla kalın.Hüseyin KALE